ALEVİ - BEKTAŞİ KÜLTÜR VE CEMEVİ BAŞKANLIĞI
ALEVİ - BEKTAŞİ KÜLTÜR VE CEMEVİ BAŞKANLIĞI

Hacı Bektaş Velî

Hacı Bektaş Velî 1207-1271 yılları arasında yaşamış tarihî bir şahsiyettir. Ancak tarihî kaynakların yetersizliği sebebiyle Velî'nin ailesi, çocukluğu ve yetişmesi ile ilgili bilgiler Velâyetnâme'den edindiğimiz kadardır. Bununla beraber onun Horasan’ın Nişabur şehrinde doğup yetişip daha sonra Anadolu'ya geldiği kesindir (Aşıkpaşa-zâde 1985: 195). Hem tarihî kaynaklara hem de Velâyetnâmeye göre Hacı Bektaş Velî, Melametilik gibi büyük ve ince bir tasavvuf mektebinin merkezlerinden biri olan Nişabur’da (Ocak 2009:48) yetişmiş daha sonra irşad faaliyetlerinde bulunmak üzere Anadolu’ya gelmiştir.

Türk-İslam dünyasında önemli bir yeri olan ve etkileri günümüze kadar ulaşan Hacı Bektaş Velî, mutasavvıf, âlim ve Bektaşilik yolunun öncüsüdür. Hacı Bektaş-ı Velî'nin Velâyetnâme'ye göre asıl adı "Bektaş"tır. Velâyetnâme'de babası Mûsâyü's-Sânî oğlu İbrâhim-i Sânî (Bahru'l-Ensâb'da ise adı Seyyid Muhammed'dir) "begâyet şâdlıklar idüp mübârek isminden adın Bektaş virdiler" (Duran 2007: 77) şeklinde belirtilmiştir. Çeşitli vakfiye ve Menakıbu'l-Ârifîn, Âşıkpaşaoğlu Tarihi gibi kaynaklarda kendisinden "Hâcı Bektâş" olarak bahsedilmektedir. Daha sonraki bazı kaynaklar asıl adının Seyyid Muhammed bin İbrâhim bin Seyyid Mûsâ olduğunu, Bektaş kelimesinin ise lakap olduğunu belirtilmektedir. Biz ise Bektaş'ın aile adı veya ailenin mensup olduğu oymak adı olabileceği ihtimalinin de gözden uzak tutulmaması gerektiği fikrindeyiz.

"Hacı" şeklinde anılması ise Velâyetnâme'de hac ile ilgili anlatılan kerâmeti dolayısıyladır. Ancak biz Makâlât’ta ve Velâyet-name'de verilen canlı bilgiler sebebiyle Veli’nin gerçekten Hac vazifesini yerine getirdiği ve Hacı olduğu kanaatindeyiz (Duran 2007: 85). Velâyetnâme'de ve diğer Bektaşi kaynaklarında sıkça kullanılan ve Farsça Hüdâvendigâr kelimesinden bozma olan "Hünkâr" lakabı ise; Velâyetnâme'de Hocası Lokmân-ı Perende'ye gösterdiği bir kerametten dolayı hocasının kendisine "Hünkâr" deyişi ile irtibatlıdır (Duran 2007: 82) Gerek velâyetnâmelerde, gerekse Hacı Bektaş'la ilgili diğer bazı eserlerdeki Hacı Bektaş-ı Veli'nin lakaplarından bazıları şunlardır: Kutbu'l-aktâb, Sultânu'l-evliyâ; Burhânu'l–asfiya, Envâru'l-yakîn; küsâde-i bâb-ı hikmet; ser-çeşme-i nûr-ı dîn; Kutb-ı Rabbâni, Sultânu'l-ârifîn; Ahter-mec… vb. Horasânî şeklindeki hitap ise onun Horasanlı olduğunu belirtmektedir. Hacı Bektaş Veli, Horasan Sultanı İbrâhimü's-Sânî Seyyid Muhammed ile Nişaburlu Şeyh Ahmed adlı âlim bir zatın kızı olan Hâtem (Hatme) Hatunun evliliklerinden yirmi dört yıl sonra dünyaya gelmiştir. Babasının ölümünden sonra saltanatı kabul etmeyip amcası oğlu Seyyid Hasan’a bırakmıştır (Duran 2007: 62-77). Şeceresi ise şöyledir: "Hâcı Bektaş, Seyyid Muhammed İbrâhimü's-Sânî, Mûsâyü's-Sânî, İbrâhim Mükerremü'l-Mücâb, Mûsâ-yı Kâzım, İmam Cafer-i Sâdık, İmam Muhammed Bâkır, İmam Zeyne'l-Âbidîn, İmam Hüseyin Velî, Emirü'l-Mü’minin Ali (Duran 2007: 61-110). Prof. Dr. Esad Coşan, Hacı Bektaş'ın seyyid olabileceği hususunda şunları söylemektedir: "Velâyetnâme ve diğer kaynaklar Hacı Bektaş'ı baba tarafından Hz. Ali soyuna mensup sayarlar. H.744/1343'te ölen al-Vâsıti, eserinde ondan seyyid diye bahsetmektedir. Bu, Hacı Bektaş'ın ilk zamanlardan itibaren Hz. Peygamber soyundan sayıldığını göstermektedir (1986: XXI).

Hacı Bektaş Velî Hazretlerinin detaylı biyografisini okumak için tıklayınız. 


Aslanlı-Hacı-Bektaş-Veli.jpg